Enerjiyi üretirken ve tüketirken doğanın bize sunduğu kaynağı sürekli tüketiyoruz yani yavaş yavaş bindiğimiz dalı kesiyoruz. Bunun için doğaya kaynak üretmemiz gerekiyor. Doğaya kaynak üretmemiz her bireyin yapabileceği bir şey sadece atacağımız ilk adım doğaya saygı duymak olmalı. Doğal kaynakları daha az tüketerek ormanları koruyarak ve yeni ağaçlandırmalar yaparak, daha az çöp üreterek ve geri dönüş sağlayarak dünyadaki sürdürebilirliğimizi gerçekleştirebiliriz. Birey olarak bu bilince varmamız, çalıştığımız işletmelerde de bu yapıyı kendiliğinden var edecektir.
Ülkemizde 2018 yılı verilerine göre elektrik üretimimizin %70 yakın kısmını doğalgaz ve kömürden elde etmekteyiz. Yenilenebilir enerji kaynaklarından ürettiğimiz enerji ise toplam üretimimizin %10‘unu oluşturuyor.
Elektrik üretimimizin büyük çoğunluğunu doğalgaz olarak ithal etmekteyiz. Önümüzdeki yıllar için teknolojinin gelişmesiyle daha fazla elektrik kaynaklı cihaz ve araçların kullanılacak olması elektrik tüketimimizi katlanarak artacağını gösteriyor.
Enerji ihtiyacımızın karşılanabilmesi için elektrik üretimini arttırmanın yanında enerji tasarrufunu da arttırmamız şart. Yeni enerji üretim tesislerine ihtiyacımız var. Yeni tesisler için yerel kaynaklar, yenilenebilir enerjiyi kullanmamız, daha az ithalat ile tesislerimizi kurmamız ve talep gücünü azalmamız zorunlu hale gelecek. Daha az yatırım, daha az dışa bağımlı enerji üretmemiz önemli.
Bu konuda Kyoto Protokolü, küresel ısınmaya karşı uluslararası alanda atılmış en somut adım olmakla birlikte Türkiye 2009 yılında Kyoto protokolüne taraf olmuş ülkeler arasına bulunuyor.
Protokole göre ülkeler, müzakereler sonucunda farklı oranlarda sera gazı emisyon azatlımı ve sınırlandırması yükümlülükleri üstleniyorlar. Türkiye ise protokole gönüllülük esasına göre katılmış olup sayısallaştırılmış emisyon sınırlandırma / azaltım taahhüdü vermemiş durumda ancak Enerji Bakanlığı tarafından genel politika olarak her sene enerji verimliliği alanında tedbirler alınıyor.
Enerjinin büyük çoğunluğu tüketen sanayi ve ticari binalarda ISO 50001 uyumluluğu ile tüm enerji kaynaklarını verimli kullanacak sistemlere ihtiyacımız var. Suyu, doğalgazı, elektriği daha verimli kullanmamız doğaya daha az atık bırakmamızı kontrol altına alabilmemiz ve raporlayabilmemiz için ISO 50001 gibi standartları tesislerimizde uygulamamız gerekiyor.
Tüm bu verimliliği sağlarken çevreye daha az karbon salınımı yaparken, üretim ve yatırım maliyetlerimizi azaltıyoruz. Tabi ki en önemlisi yeni nesillere daha sağlıklı ve yaşanabilir bir çevre bırakmış olacağız.