Tasarruf ve verimlilik; aslında birbirinden tamamen farklı anlamları olan bu iki kelime günlük hayatta birbirinin yerine kullanılmaktadır. Enerji bir maliyet kalemi olduğu için enerji tasarrufu ya da enerji verimliliği denildiğinde kastedilen bu maliyetin kontrol edilmesidir.
Arapça sarf (tüketmek) kökünden gelen tasarruf kelimesi tüketimin kısıtlanması anlamına gelmektedir. Enerji tasarrufu dendiğinde ise kastedilen enerji tüketiminin kısıtlanmasıdır ama tüketimin kısıtlanmasının üretime etkileri göz ardı edilmektedir. Tam olarak örtüşmese de bir ekonomi terimi olan tasarruf paradoksu enerji tasarrufu için de kullanılabilir. Ekonomistler tasarruf paradoksu terimini vatandaşların daha fazla tasarruf etmesinin (harcamaları azaltmasının) ulusal geliri arttırmadığını aksine azalttığını ifade etmek için kullanmaktadır. Enerji tüketimi gelir ile değil maliyet ile ilgili olduğundan tasarruf paradoksu dendiğinde enerji tüketimini kısıtlamanın maliyetleri azaltacağı ancak bu kısıtlamanın etkileri azalan maliyetin üzerinde kayıp oluşturabilir. Konunun daha anlaşılır olması için bir örnekle açıklamaya çalışalım. Bir binada enerji tasarrufu kapsamında ısıtma/soğutma sisteminin belli zamanlarda kapatıldığını var sayalım. Kapatılan ısıtma/soğutma sistemi enerji tüketmeyecek ve enerji maliyetimiz azalacaktır. Ancak o binada çalışan personelin ortamın aşırı sıcak/soğuk olması nedeni ile fiziksel hareketlerinin kısıtlanması üretimi azaltacaktır. Ayrıca uygun olmayan ortam ısısı hastalanma oranını da arttıracaktır. Azalan üretim ve hastalık nedeniyle oluşan iş gücü kaybı ise enerji tasarrufu ile azalan maliyetten daha fazla bir maliyet getirecektir. Ve tasarruf paradoksu denilen de tam olarak budur.
Enerji verimliliğinin enerji tasarrufu ile arasındaki temel fark tüketimin kısıtlanması değil ihtiyaca göre belirlenmesi prensibine göre uygulanmasıdır. Örneğimizdeki binada enerji verimliliği uygulandığında ısıtma/soğutma tamamen kapatılmayacak ancak ihtiyaç olduğu zaman ve ihtiyaç olduğu kadar çalıştırılacaktır. Bu sayede çalışan personel için uygun ortam ısısı sağlanacak, üretim azalması ya da hastalık nedeni ile iş kaybı oluşmayacaktır.
Enerji verimliliği bir kez uygulanarak bitirilen statik bir uygulama değildir. Aksine binanın ilk kullanım anından ekonomik ömrünü tamamlayana kadar devam eden dinamik bir süreçtir. Bu süreç tüm binanın toplam sarfiyatından enerji tüketen en küçük birimin sarfiyatına kadar ölçme, değerlendirme ve iyileştirme olarak sürekli devam eder. Enerji verimliliği süreci ölçme ile başlar, ölçmeden bilemezsiniz ve bilmeden de yönetemezsiniz. Binanın ekonomik ömrü boyunca belirli zaman aralıkları ile ölçümler yapmalı ve ölçülen değerleri sürekli kayıt altına almalıyız.
Sürecin ikinci aşaması değerlendirmedir, Ölçülen ve kayıt altına alınan değerlerin karşılaştırılması enerji tüketimimiz hakkında bilgi sahibi olmamızı sağlar. Karşılaştırma sonunda tüketimin olması gereken değerlerden farklı olduğu noktaları tespit edebiliriz.
Sürecin son aşaması ise iyileştirmedir, bakım onarım ya da yenileme çalışmaları ile sorunlu olduğu noktalarda enerji tüketiminin olması gereken değerlere getirilmesi sağlanır.
Enerji verimliliği sürecinde, bina kontrol, bina yönetim ya da bina otomasyon olarak adlandırılan yazılım destekli elektromekanik sistemler kullanılmaktadır. Bu sistemler istenen sıklıkta ölçüm yapabilmekte, ölçülen değerleri zaman bilgisi ile birlikte veri tabanına kaydedebilmekte, bu veriler üzerinde analiz yapabilmekte ve raporlar oluşturabilmektedir.