Konvansiyonel kameralar görüntü oluşturabilmek için çevredeki ışıktan faydalanırlar. Termal kameralar ise kara cisim ışınımı yasasında (black body radiation law) açıklandığı üzere -273°C üzerindeki her cismin kendi sıcaklığı ölçütünde yaydığı ve insan gözünün göremediği radyasyon dalgalarından faydalanır (şu anda siz de bu blog yazısını okurken çevreye gözünüzle görmediğiniz radyasyon dalgaları yaymaktasınız). Termal kameranın yaptığı tam olarak objelerin üzerinden sıcaklığa bağlı yayılan ve bizim gözle görebileceğimizden farklı dalga boyuna sahip bu ışınları algılamak, sıcaklığa bağlı olarak objelerin şekillerini açığa çıkarmak ve insan gözünün görebileceği şekilde piksellere dönüştürerek bize sunmaktır.
İtfaiye görevlileri yoğun duman altındaki alandan insanların seçilebilmesi için termal kameralardan faydalanır. Yine aynı şekilde elektrik tesisatlarındaki ısınmalar, yapılardaki nem, çürüme durumlarının tespiti gibi birçok alanda termal kamera kullanılmaktadır. Biz bu yazıda termal kameraların güvenliğin tesisi için kullanımını temel alacağız.
Termal kameralar objelerin sıcaklık haritasını çıkardıklarından, kullanıcıya son derece detaylı bir obje tanılama imkânı sunamamaktadır. Bu yüzden üreticiler genelde 320x240 piksel çözünürlüklü termal kameralar üretmektedir. Bu da 12 megapiksellik konvansiyonel kamera pazarının çok çok altındadır. Bu sebeple termal kameraları bir 'tanılama, detaylandırma' çözümünden çok 'algılama' ekseninde değerlendirmekte fayda vardır. Bir de termal kameraların ortamdaki ışığa hiçbir şekilde ihtiyaç duymadığını ve artık birçok termal kamera modelinde başta sınır ihlali olmak üzere birtakım video analizlerin uygulandığını hesaba katarsak, çevre güvenliği ve sınır ihlali uygulamalarında termal kamera çözümünün neden ciddi yer edindiğini kolayca kavrayabiliriz.
Termal kameraların amacı detaylı "tanılama"dan ziyade güvenliğini sağlamakla yükümlü olduğumuz sınırlara yapılan ihlalleri "algılama" olduğu için, haliyle termal kameraları mümkün olduğunca geniş bir alanı veya kameranın uzağında bir bölgeyi gözlemlemeleri için konumlandırabiliyoruz. Pek tabi termal kamera üreticileri bu kullanım amaçlarını bildiğinden, termal kameraları buna uygun lenslerle donatmaktadırlar. Evet, termal kameralar konvansiyonel kameralara göre pahalı olabilirler, fakat çevre güvenliği uygulamalarında tesisin sınırlarını bir konvansiyonel kamera tarlasına çevirmektense (ki bunların düşük ışıkta performansı sınırlıdır) termal kameraları kullanarak (arka planda iyi bir mühendislik çalışması gerektiğini unutmamak gerekir) hem fiyat hem de performans avantajları yakalanabilir.